Bu haftaki programımızı, asıl mesleği oyunculuk olan ancak bunun yanında şansını müzik alanında da deneyen sanatçılara ayırdık. Program boyunca bu işin öncülerinden Jean Gabin ve Bourvil'in yanı sıra yakın dönemde yayınladıkları albümlerle ses getiren Daniel Auteuil ve François Morel gibi isimlerden şarkılar dinledik.
Programa, bir dönemin unutulmaz aktörü Jean Gabin’le başladık. Usta oyuncu, 1974 tarihli "Maintenant je sais" adlı parçayı seslendirdi. Şarkı, İrlandalı aktör Noel Purcell’in bundan bir yıl önce kaydettiği "But Now I Know" adlı parçadan Jean-Loup Dabadie’nin yazdığı sözlerle Fransızcaya uyarlanmıştı. Artık hayatının son dönemine girmiş bir adamın geriye dönüp, geçen yıllar boyunca hayatın ona öğrettiklerini gözden geçirdiği parça, Claude Lelouch’un 1987 tarihli "Attention bandits!" adlı filminin soundtrack’inde de yer alıyordu aynı zamanda.
Amerikan vatandaşı olmasına karşın Hollywood’da yaşadığı hüsran ve yakın dostu John Berry’nin McCarthy soruşturmalarına kurban edilmesi üzerine 1949 yılında tek kelime Fransızca bilmeden Fransa’ya göç eden Eddie Constantine, 1952’de Edith Piaf tarafından "La P’tite Lili" operetine dâhil edilmiş, bu dönemde "L’Hymne à l’amour" ve "La vie en rose" da dâhil olmak üzere Piaf repertuarının en önemli şarkılarını İngilizceye çevirmişti. 1953 yılında itibaren kendisi de şarkı söylemeye başlayan sanatçı, yine o yıl "La môme vert de gris" filminde üstlendiği gizli ajan Lemmy Caution rolüyle de büyük ses getirdi. Eddie Constantine'in en ünlü parçalarından biri olan "Cigarettes, whisky et p’tites pépées", aslında Sons of the Pioneers grubunun 1947 tarihli "Cigarettes, Whisky and Wild Wild Women" adlı country şarkısından Fransızcaya uyarlanmıştı. Amerika’da yayınlanmasından tam on yıl sonra, yani 1957’de, Fransa’da farklı plak şirketleriyle çalışan pek çok sanatçıya önerilen parça, başta Annie Cordy olmak üzere Philippe Clay, André Verchuren ve Claude Carrère gibi isimlerce de kaydedilmişti.
André Robert Raimbourg ya da sahne adıyla Bourvil, Rouen’da fırıncılık yaptığı sırada büyük hayranlık duyduğu Fernandel’in bir gösterisini izlemesinin ardından sanat hayatına atılmaya karar vermiş ve rotayı Paris’e çevirmişti. Otuzlu yılların ikinci yarısı boyunca, yarışma programı radio-crochet’de şarkı söyleyip komik köylü taklitleri yaparak para kazandı. 1942’den itibaren sahne adı olarak çocukluğunun geçtiği köyden esinlendiği “Bourvil”i kullanmaya başladı. Müzik kariyerine 1945’te, sözleri kendisine, bestesi ise Étienne Lorin’e ait "Les Crayons" sayesinde başladı. Bu şarkı onun, aynı yıl gösterime giren La Ferme du Pendu isimli dramada rol alarak beyazperdeye adım atmasını sağladı. Bourvil repertuvarının "Les Crayons" dışında öne çıkan parçaları arasında, "La Tactique du gendarme", "La fin des haricots", "La tendresse" ve "Salade de fruit" sayılabilir. Sözleri Noël Roux müziği ise Hubert Giraud imzasını taşıyan 1963 tarihli "La tendresse"te, insan cebinde tek kuruştan yoksun şekilde ya da şöhret sahibi olmadan yaşayabilir ama sevgisiz yaşamak mümkün değildir diyordu sanatçı ve sevginin ya da aşkın insan hayatındaki önemini vurguluyordu. Ertesi yıl Marie Laforêt’nin de kaydettiği parça, 2020’de pandemi mağdurları yararına kırk beş müzisyen tarafından yeniden yorumlanarak gündeme gelmişti.
1972 yılının başlarında, besteci Gianni Ferrio ve söz yazarları Leo Chiosso ile Giancarlo Del Re, popüler TV programı Teatro 10’nin tema müziği olarak "Parole, parole" adlı şarkıyı yazmışlardı. Söz konusu programı sunan, şarkıcı Mina ve aktör Alberto Lupo, parçayı ilk kaydeden isimlerdi. Parça o yılın Nisan ayında yayınlandı ve İtalya'da büyük yankı uyandırdı. İşte tam da bu sırada Dalida'nın kardeşi ve yapımcısı Orlando da İtalya'daydı ve şarkı dikkatini çekti. Dalida'ya kendi versiyonunu kaydetmesini teklif etti Orlando, bu fikir Dalida’nın da hoşuna gitti. Erkek vokal olaraksa 17 yıllık arkadaşı Alain Delon'dan yardım istedi sanatçı, ünlü aktör bu teklife çok sevindi ve hemen kabul etti. Sıra şarkı sözlerinin Fransızcaya çevrilmesine gelmişti, bunun için de Orlando söz yazarı Michaële'in kapısını çaldı zira genç kadın da tıpkı Dalida gibi Mısır'da doğmuştu ve Dalida'nın İtalyan aksanını anlıyordu. Dalida'yla uzun süredir çalışan Guy Motta’nın bossa nova tınıları da katarak adeta yeniden yarattığı parçanın müziği, vokallerden ayrı olarak kaydedildi. Bunun yanı sıra şarkıdaki vokaller de ayrı ayrı kaydedilmişti. Önce Dalida, Studio Des Dames'da kendi bölümünü tamamlamış, daha sonra da Delon ışıkları söndürmüş, bir tabure istemiş ve karanlıkta Dalida'ya bakarak ona yanıt vermişti. Alain Delon, 2006 yılında şarkının sonunda "Ne kadar güzelsin" sözlerini tekrarlarken Dalida'nın sürekli güldüğünü söyleyecek ve ona: "Sana şarkıda geçtiği için 'ne kadar güzelsin' demiyorum, bunu sen gerçekten güzel olduğun için söylüyorum" dediğini ekleyecekti. Bu arada Delon’un, 2011 yılında, 60'larda Dalida’yla kendilerinden başka kimsenin bilmediği bir aşk yaşadıklarını açıkladığını da hatırlatalım.
1980 yılında, on yıldır beraber olduğu Jane Birkin tarafından terk edilen Serge Gainsbourg büyük bir çöküş yaşıyordu. Sanatçı, onu yeniden hayata bağlamak isteyen yönetmen Claude Berri’nin teklifi üzerine "Je vous aime" adlı filmde Catherine Deneuve, Jean-Louis Trintignant ve Gérard Depardieu ile birlikte kamera karşısına geçmiş, ayrıca filmin müziklerine de imza atmıştı. Bunun yanı sıra Gainsbourg, filmde yer alan "Dieu fumeur de havane" adlı şarkıyı da Catherine Deneuve ile birlikte seslendirmişti. Bir aşk şarkısı gibi görünen parçada, aslında sigara ve tütün gibi kendine zarar veren bağımlılıklarına vurgu yapıyordu sanatçı, Deneuve de ona; gözlerindeki parıltının sigaranın alevinden değil aşkın ateşinden kaynaklandığını söylüyordu. Bu düet sonrasında ikili arasında çıkan aşk dedikodularının Gainsbourg tarafından yalanlanmadığını ancak Catherine Deneuve’ün sadece arkadaş olduklarını açıkladığını da ekleyelim.
1940’ta Nice’te dünyaya gelen Philippe Léotard sanat kariyerine tiyatro oyunlarında başlamış, François Truffaut’nun Domicil conjugal – Ev hali adlı filmiyle de sinemaya atılmıştı. 1977 tarihli Le juge Fayard – Şerif Fayard adlı filmle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında César ödülüne aday gösterilen Léotard, 1983’te La Balance – Sokakların Kanunu adlı yapımla En İyi Erkek Oyuncu dalında bu ödüle kavuşmuştu. 1990’da şansını yorumcu olarak denemeye karar verdi sanatçı ve o yıl piyasaya sürdüğü À l’amour comme à la guerre ile “En İyi Albüm” dalında Charles-Cros Akademisi ödülü kazandı. Léo Ferré şarkılarını yorumladığı 1994 tarihli ikinci albümüyle de, bu ödüle bir kez daha layık görüldü. Léotard'ın bu albümde yorumladığı Jean-Roger Caussimon imzalı "Le temps du tango" adlı şarkı, Léo Ferré’nin 1958 tarihli albümünde yer alıyordu. Parça Ferré’nin tango tarzındaki ilk şarkısıydı aynı zamanda. Şarkıyı ilerleyen yıllarda Catherine Sauvage, Cora Vocaire ve yaratıcısı Jean-Roger Caussimon gibi birçok isim de seslendirdi.
Fas asıllı Fransız aktör Gérard Darmon, ilk olarak 1980’de küçük bir rol üstlendiği Jean-Jacques Beineix filmi Diva ile dikkatleri çekmiş, yine seksenli yıllarda Les princes ve Betty Blue gibi filmlerde rol aldıktan sonra 2001’de Astérix: Mission Cléopatre filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında César ödülüne aday gösterilmişti. 2003’te ilk stüdyo albümü Au milieu de la nuit'yi yayınlayan Darmon, "La Belle Vie", "That’s Life" ve "Via Con Me" gibi klasikleri seslendirdiği 2006 tarihli ikinci albümü Dancing ile müzikseverlere hayranı olduğu Frank Sinatra’yı hatırlattı. Darmon, 2008’de piyasaya çıkan On s’aime adlı çalışmasında ise Marc Lavoine ve Amel Bent gibi isimlerle yaptığı düetlere yer verdi.
Şu ana dek bahsettiğimiz parçalar, genel olarak farklı sinema oyuncularının yalnız başlarına ya da yanlarına bir müzisyen dostlarını alıp stüdyoda kaydettiği eserlerdi. Bunun yanında bir sinema oyuncusuna şarkı söylerken en fazla müzikal filmlerde rastlıyoruz. Altmışlı yıllara damgasını vuran Les parapluies de Cherbourg – Cherbourg Şemsiyeleri ve Les demoiselles de Rochefort – Tatlı Günler gibi filmlerden beri Fransız yönetmenler birçok farklı oyuncunun şarkıcılık yeteneklerini sergilemesine olanak tanıdılar. Bu yönetmenlerden biri de François Ozon'du. 2001 tarihli 8 femmes – 8 Kadın adlı filminde, Danielle Darrieux, Catherine Deneuve, Fanny Ardant, Emmanuelle Béart ve Virginie Ledoyen gibi Fransız sinemasının birbirinden yetenekli sekiz kadın oyuncusunu bir araya getirmiş ve film boyunca her birine Fransız şansonunun klasiklerinden birini yorumlatmıştı Ozon. Bu parçalardan en akılda kalanları arasında, filmde Suzon karakterini canlandıran Virginie Ledoyen'in seslendirdiği Marie Laforêt şarkısı "Mon amour, mon ami" ve Louise rolünde izlediğimiz Emmanuelle Béart'ın (ki kendisi Fransız şansonunun en önemli isimlerinden Guy Béart’ın kızı aynı zamanda) yorumladığı, seksenli yıllarda büyük yankı uyandıran Corynne Charby parçası "Pile ou face" sayılabilir.
1950 yılında Cezayir’de dünyaya gelen Daniel Auteuil, çocukluk yıllarını Fransa’nın Avignon kentinde geçirmişti. On altı yaşına geldiğinde ufak tefek tiyatro oyunlarında rol almaya başlayan genç adam, yetmişlerde birkaç televizyon dizisinde boy gösterdikten sonra 1980’de Claude Zidi’nin Les Sous-doués - Şamatacılar Sınıfı adlı komedi filminde beyazperdedeki ilk önemli rolünü üstlendi. 1986’da rol aldığı Claude Berri filmleri Jean-de-Florette ve Manon des sources sayesinde drama alanında da yeteneğini kanıtlayan Auteuil, bunun sonrasında Un cœur en hiver (1992) - Ayazada bir yürek, Le Huitième jour (1996) - Sekizinci Gün ve Ma saison préferée (1993) - Sevdiğim Mevsim gibi filmlerle yıldız statüsüne yükseldi. Kendini müzik alanında ilk olarak 1985’te yayınladığı iki 45’likle denemişti Auteuil. Bu albümlerden sonra konsantrasyonunu tamamen sinemaya verse de müziği hiç unutmadı ve 2019’da, Musset ve Voltaire gibi önemli şairlerin eserlerini kendi besteleriyle yorumladığı bir gösteriyi sahneye koydu ancak buna pandemi yüzünden ara vermek zorunda kaldı. 2021’in Eylül ayında, bu gösteride yer alan şarkıların da bulunduğu Si vous m’aviez connu (Eğer beni tanısaydınız) adlı ilk stüdyo albümünü yayınladı usta sanatçı. Albümün isim şarkısının sözleri kendisine müziği ise Gaëtan Roussel’e aitti.
Bu haftanın kapanışını 1959 yılında dünyaya gelen aktör, senarist, radyo programcısı ve yorumcu François Morel ile yaptık. O da tiyatroyla başlamıştı sanat kariyerine, 1988’de Palace adlı televizyon dizisinde boy göstermesinin ardından 1995’te başrollerini Michel Serrault, Eddy Mitchell ve Sabine Azéma’nın paylaştığı Le bonheur est dans le pré’deki rolüyle beyazperdedeki ilk önemli çıkışını gerçekleştirmişti. Oldukça etkileyici bir sese sahip olan bir sanatçı François Morel, o da bunun farkında olacak ki 2006 yılından itibaren sahneye koyduğu Collection particulière adlı gösteriyle CV’sine yorumculuğu da ekledi. O günden bu yana da farklı projelerle karşımıza çıkmaya devam ediyor. 2020 yılında pek fazla tanınmayan Bröton şair Yves-Marie Le Guilvinec’in eserlerini yorumladığı bir gösteriyi sahneye koyan Morel, Tous les marins sont des chanteurs – Tüm denizciler şarkıcıdır adlı bu oyunda, deniz ve denizcileri konu alan şarkıları seslendirmişti.
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Jean Gabin | Maintenant je sais... | Jean Gabin | 3:14 |
Eddie Constantine | Cigarettes, whisky et p'tites pépées | 50 succès essentiels | 2:39 |
Bourvil | La tendresse | Du Rire Aux Larmes | 3:07 |
Bourvil | Salade de fruits | Humoriste charmeur | 3:18 |
Dalida & Alain Delon | Paroles, paroles | Les années Orlando: Vol.2 | 4:06 |
Serge Gainsbourg & Catherine Deneuve | Dieu Fumeur De Havanes | BO Je vous aime | 3:51 |
Philippe Léotard | Le temps du tango | Philippe Léotard chante Léo Ferré | 3:52 |
Gérard Darmon | Dans les rues de ma jeunesse | On s'aime | 4:27 |
Virginie Ledoyen | Mon amour mon ami | 8 Femmes | 1:44 |
Emmanuelle Béart | Pile ou face | 8 Femmes | 1:37 |
Daniel Auteuil | Si vous m'aviez connu | Si vous m'aviez connu | 3:56 |
François Morel & Bernard Lavilliers | Tous les marins sont des chanteurs | François Morel chante Yves-Marie Le Guilvinec (Tous les marins sont des chanteurs) | 4:28 |